top of page

OSMANLILARIN ETNİK MENŞEİ MESELESİ


Günümüzde Osmanlıların etnik menşei meselesi pek çok yerde dile getirilen bir tartışma konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sıklıkla duyduğumuz ‘Osmanlılar Türk değildi!’ kelamı bir kesimi hoşnut kılarken bir kesimi de rahatsız etmektedir. Binaenaleyh bu konuya açıklık getirmek elzem görünmektedir. Ancak mesele enteresan bir biçimde hassas bir boyuta ulaşmıştır. Nitekim Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Osmanlı Devleti için ‘Türk İmparatorluğu’ tabirini kullanması anlamsız bir şekilde sert tepkilere yol açmıştı. Bu doğrultuda inceleyecek olursak Türkiye’de tarihi meselelerin muhakemesinde subjektif bakış açısının daha baskın olduğunu görmekteyiz. Rumen tarihçi Nicolae Iorga’nın Fatih’e ‘Büyük Türk’, Kanuni’ye ise ‘Yenilmez Türk’ dediği bir ortamda Türk ırkına mensup olup Osmanlıların Türk olmadıkları şayiasını savunmak ne denli doğru bir harekettir, tartışmamız gerekir.

Osmanoğlu ailesi, Oğuzların sağ kolu olan Günhan kolunun Kayı boyundandır. Öz Türk hanedanıdır. Osmanlıların Türk olmadıklarını savunanlar, onların Kayı boyundan yahut Oğuz soyundan gelmediklerine inanmaktadırlar. Bu savı ortaya atan birinci müverrih, Avusturyalı tarihçi Paul Wittek'tir. Wittek’e göre Osmanlı hanedanı Kayılardan olduklarını ilk kez II.Murad devrinde iddia etmişlerdir. Prof. Dr. Halil İnalcık da Wittek’in görüşlerini destekler nitelikte Osmanlıların, Timur ve oğullarının himaye ve üstünlük iddialarına karşı çıkmak için kendilerini Kayılara dayandırdıklarını ifade etmektedir. Şunu da belirtmekte fayda var ki İnalcık’ın bu görüşünün yeni bulgulara istinaden değiştiğini ileri süren tarihçiler de bulunmaktadır.

Osmanlıların Türk olmadıklarını savunan bir diğer müverrih de Zeki Velidi Togan’dır. Togan’a göre Osmanlılar bir Moğol kabilesi olan Kay’lardan gelmektedir. Aynı şekilde Alman doğu bilimci J. Marquart da Kay kavminin Kayılardan başka bir kavim olmadığını ileri sürerek Kayıların Türkleşmiş bir Moğol kabilesi olduğunu iddia etmiştir. Bahsi geçen tarihçilerin bu savları, tartışmasız bir şekilde tarihi gerçeklikler ile uyuşmamaktadır. Tarihçi Reşidüddin tarafından kaleme alınan Camiu’t-Tevarih adlı eserde Osmanlıların mensup oldukları Kayılar, 24 Oğuz boyunun başında zikredilmektedir. El-Biruni ise Kayları, Kırgız ve Dokuz-Oğuzların şarkında göstermektedir. Bu tersliği fark eden doğu bilimci Paul Pelliot, Marquart nazariyesindeki Kay=Kayı birleştirmesinin kesin olarak asılsız olduğunu iddia etmiştir. Osmanlıların Kayılardan gelmedikleri iddialarının çürütülmesinde büyük rol oynayan Mehmet Fuat Köprülü de ‘Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar’ isimli eserinde Türk dünyasının şark hudutlarında bulunan Kayların esasen Türk olmadıklarını, Türklerle girdikleri ilişkilerden dolayı dil bakımından Türkleşmiş olduklarını ancak kendi dillerini de tamamen terk etmediklerini, bu kavim ile Kayıların karıştırılmaması gerektiğini ve Marquart’ın bu iki ayrı etnik zümreyi birleştirmekle yanlış bir kanaate vardığını belirtmektedir.

Köprülü’nün bu görüşüne istinaden tarihçi W. Barthold, 1925 yılında çıkan İslam Ansiklopedisi’nin Kay maddesinde Mahmud Kaşgari’ye dayanarak Kayıların asla Kaylardan olamayacağını, Biruni’nin uzak şarkta gösterdiği Kayların etnik bakımdan bir Moğol kabilesi olduğunu belirterek Köprülü’nün görüşlerini desteklemiştir. Binaenaleyh Oğuz boylarından Kayılar, uzak şarktaki Kaylardan tamamen farklı bir kavim olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim yapılan arşiv çalışmalarının neticesinde Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu bölge civarında Kayı boyuna mensup cemaatlere rastlanmıştır. Ayrıca Orhan Gazi dönemine ait olan bir sikkede Kayıların damgasının bulunması Wittek, Marquart, ve Zeki Velidi Togan'ın iddialarını çürütmekte muvaffak olmuştur. "Wittek'in Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğuşu kitabını Türkçeye çevirmiş olan Fahriye Arık, bu yazıya eklediği bazı mütalaaları ileri sürüp benim bir makalemdeki Orhan'ın sikkesinden istifade ederek meseleyi halletmiştir. Ben Belleten'in 34. sayısında 'Orhan Bey'in Hükümdar olduğu Tarih ve İlk Sikkesi' adlı bir yazı neşrederek sikkedeki erkam-ı divaniye denilen ve meskukat mütehassıslarının dikkatini çekmeyen siyakat rakamı dolayısıyla Orhan'ın hükümdarlığı tarihini tespit etmiştim. Fakat ben de neşredilen sikkenin altındaki damgayı görmemişim. İşte Fahriye Arık bu işaretin Kayıların damgası olduğunu meydana koyarak F.Köprülü'nün ilmi delillerini teyid etmiş ve bu buluşla Osmanlıların Kayılardan olduğu, tarihleri teyiden kat'i olarak ortaya çıkmıştır. Orhan'ın sikkesi Osmanlıların ilk sikkesi olduğuna göre artık buna karşı bir itirazın varid olmayacağını zannederim."(İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, XIII. Dizi- Sa. 16, s.98) Nihayetinde Osmanlı ailesinin, Oğuzların sağ kolu olan Günhan kolunun Kayı boyundan olduklarını belirlemiş ve Paul Wittek, Marquart ve Togan’ın iddialarının da hakikati yansıtmadıklarını kanıtlamış bulunmaktayız. Konu hakkında daha kapsamlı bir araştırma yapmak isteyen kıymetli okuyucularımızın, Prof. Dr. Mehmed Fuat Köprülü’nün ‘Osmanlıların Etnik Menşei’ isimli makalesini incelemeleri gerekmektedir. (Belleten,1943. Cilt 7-Sayı 28, s.219-312)

Comments


bottom of page