Enkaz
- Ilgın Yetik
- 21 Haz 2022
- 2 dakikada okunur
"Sen, otobüsün sağ tarafındaki manzaraydın. Fakat bütün güzellikler soldaydı."
Karanlığın en aydınlık tonunu hissettiğimde seni görmüştüm.
Seni.
Nasıl bir şeydin? Bilmiyordum, sen kimdin?
Nefesimi kesecek kadar muazzam olduğunu düşünüyordum.
Tek sorun nefes alamıyordum.
Duyup duyulabilecek en güzel melodi derdim sesine, eğer duyabilseydim.
Şu an gördüğüm hangi renkti? Siyah mı? Beyazdı belki de. Mavinin mor olduğunu savunmak ne kadar doğruydu? Varla yok arasındaki sınır aşılırsa neyle karşılaşmış olurduk? Sınır neydi?
Bilmiyordum. Bilmek dahi istemiyordum.
Sana adınla seslenmeyeceğim ya da bir isim takmayacağım. Yeni kelimeler yaratamayacak kadar yorgunum.
Gözlerin kapalıyken görmek, açıkken gördüğün şeylerden daha fazla yön verir insana.
Bu yüzden seni görebilmek için gözlerimi kapattım.
İnan bana, sana yazmak yaşamaktan zor. En uygun cümleyi bulmak uğruna paragraflar devirdim. Ama kelimelerim derin bir sükuta büründü. Bir korku filmi izlerken korkup ellerimle gözlerimi kapatmama rağmen parmaklarımın arasından izlemeye devam etmekti, seni sevmek. Hakim olamıyordum içimdeki duygulara.
Bak gözlerimdeki yaşlar kurudu, kağıttan akıyor mürekkep. Benimse üstüm başım boya içinde. Hayallerimin portresini çizerken tuvalimi kaybetmişim süzüldüğüm boşlukta.
Eh, tuvalim olmayınca sessizce beklemek zorunda kaldım. Belki de bu portreyi şiirlerle çizebilirim dedim. Anladım ki bir insan, canı yanmadan şiirler doğuramazmış.
Fakat benim yanacak canım kalmamıştı şiirlerle yetinemedim, bağışla.
Sen, otobüsün sağ tarafındaki manzaraydın. Fakat bütün güzellikler soldaydı.
Yine de bakmaya devam ettim.
Depremler oluyor mu içinde benimkiler kadar şiddetli? Peki sonuçları neler?
Elbette bilmiyorsun. Sarsıntıyla yıkım arasındaki farkı, dünyan sallandığında anlıyorsun.
Ben bu farkı ayırt edeli epey oluyor. Sırf sen enkazlar içinde kalma diye kendimi feda ettim.
“Neden?” diye sorma. Kendini bile bile riske atmış birine “Neden?” diye sorulmaz.
Böylece yalnız kaldım işte. Gerçekten var olmayan sevginin gözüme çektiği o kalın perdelerin sonucu buydu. Her yazar en az bir kez ölmeliydi karakterlerini yaşatmak için. Ben bir yazar değilim. Fakat seni yaşatmak için, ardımda en ufak bir iz bırakmamak için her şeyi yapardım.
Tutunacak bir dalım yoktu. Ben de kendi ağaçlarımı diktim.
Ilgın Yetik
Sayı |2|
Fotoğraf: Muhammet Görpüz
"Bir korku filmi izlerken korkup ellerimle gözlerimi kapatmama rağmen parmaklarımın arasından izlemeye devam etmekti, seni sevmek." ❤️
"Anladım ki bir insan, canı yanmadan şiirler doğuramazmış." Kalemine ve yüreğine sağlık.🫀
"Tutunacak bir dalım yoktu. Ben de kendi ağaçlarımı diktim."
Yıllar evvel okuduğumuz ve sevdiğimiz bir kalemdi Ilgın'ın tarifi güzel kalemi. 4. Yılını doldurmaya başladı İhtilâl ve hâlâ Ilgın bizimle. Gönlü İhtilâl ile atan bir kalp onunkisi. Nice sayılarda okurlarıyla ve belki bir gün kitabıyla görüşmeye devam edeceğiz inşallah.