top of page

Emine Fidan ile Söyleşi


Emine hanım öncelikle bu kıymetli sayımızda bizlerle söyleşi gerçekleştirmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bizleri çok mutlu ettiniz. Sağ olun. Var olun.


Röportör:

Emine hanım evvela en başta bilmeyenler ve merak edenler için Emine Fidan kimdir?


Emine Fidan:

30 yaşımdayım, Ankarada doğdum. 3 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum. Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü mezunuyum. Genetik ve Patoloji alanlarında çalışmalar yaptım. Ancak müziğin hayatımda hobiden ziyade yaşam şekline dönüşmesini hayal edip, hedeflediğim için yeniden üniversite okuyarak Müzik Öğretmenliğine girdim. 4 yıllık eğitim sonucu bölümümü birincilikle bitirdim. Şu an hem Müzik Öğretmenliği yapıyorum hem de sosyal medyada müzik alanında içerikler üretiyorum.Bazen sahneler alıyorum. Her ne kadar çocuklara ve insanlara bir şeyler katabilmeyi, öğretmeyi ve öğretmen olmayı sevsem de sanatımı icra etmekten fazlaca keyif alıyor ve kendi benliğimi o anlarda bulabiliyorum.


Röportör:

Müziğin sizin hayatınızda ne zamandan veya hangi andan beri yeri vardır?


Emine Fidan:

Çocukluğumda annem çok fazla radyo dinlerdi. Bende onun yanında buna çokça maruz kaldım. Bu durumun müzik yeteneğime ciddi bir katkısı olduğunu düşünüyorum. Babam ise gençliğinde bağlama ile ilgilenmiş hep anlatırdı ancak aileden kaynaklı müzik alanında ilerleyememiş. İlkokulda blok flüt ve küçük bir orgum vardı. Nota bilmeden kendi kendime sürekli kulaktan duyduğum ezgileri çalardım. Lise dönemimde flüte ilgi duymaya başladım. İki abim var. Büyük abim bir gün bana flüt alıp gelmiş. O günü hiç unutamam, dünyalar benim olmuştu. Büyük abim enstrümanlarımız konusunda bize finansal desteği sağlayan kişiydi. Küçük abim ise gitar çalıyordu ve onunla kendi halimizde müzik yapıyorduk. O dönemlerde bile videolar çektiğimiz olurdu. Kendimizi dinler, izlerdik. Müziğe ilgimin artmasında ailemin büyük katkısı olmuştur. Şu an ise en büyük destekçim Ahmet ve ardından yine ailem geliyor.


Röportör:

Müzik öğretmenliği bölümünü birincilikle bitirmiş gelecekte adını çokça duyuracağı bir müzisyen olma yolunda ilerlediğini düşünüyoruz. Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?


Emine Fidan:

Bugüne kadar beni hep istek parçalar ve coverlar ile tanıdınız. İlk yakın hedefim kendime ait bir şarkımın olması. Bunun üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Kısa bir süre sonra yeni sürprizlerim olacak. Bunun yanı sıra bir sanat merkezi açma hayalim var. Bu alana geçiş sürecim çok zor olmuştu. O süreçte hep şunu düşündüm: ”Ben yeteneği olan çocukların yitip gitmemesi için onların elinden tutacağım.” Bu hedefle çıktığım yolda keşfettiğim, hayatına dokunabildiğim bir çok öğrencim var ve bunun sürmesi için elimden geleni yapacağım. En büyük hedefim ise bir karavan ile sürekli gezerek müzik yapmak. Ardından müziğimi daha fazla insana belki de dünyaya duyurabilmek. Neden olmasın…


Röportör:

Müzik; hayatın her yerinde ritmiyle, sesiyle, sözüyle, tınısıyla olan bir dünyadır. Hayattaki her şeyin, hayvanların, bitkilerin, rüzgarın, cansız nesnelerin bile kendine has bir sesi vardır. Sizin için hayatınızda müzik ve müziğin tınısı ne anlam ifade ediyor?


Emine Fidan:

Üniversitede okurken çok sevdiğim ve kendinden çokça bilgi edindiğim bir hocam Dede Efendinin sözünü söylemişti bizlere. Dede efendi şöyle diyor: “Musiki öyle bir denizdir ki, ben paçaları sıvadım; ama hâlâ içine giremedim.” Aslında ne kadar büyük işler yaparsak yapalım her zaman yolun başında gibi hissedeceğiz. Öyle olmalı ki yeniliklere ve ileriye yönelik çalışmalara, keşiflere devam edebilelim. Ayrıca müziğin içinde bulunduğum andan itibaren gözlerimi kapadığımda evdimde ve güvendeymiş hissiyatı yaşıyorum. Ne yaparsam yapayım en büyük aidiyet duygum müzikle buluşuyor.


Röportör:

TedX’in davetini aldığınız vakit ne hissetmiştiniz?


Emine Fidan:

Yaklaşık 2 senedir yoğun tempo içindeyken bile tüm boş vakitlerimi sosyal medya ve müziğe kanalize olarak geçiriyorum. Emek veriyorum, planladığım şeyler yolunda gitmediğinde tekrar tekrar uğraşıyorum. Hayallerime giden yolda yaptığım fedakarlıkları düşündüğümde bir gün karşılığını alacağımdan her daim emin oldum. Tedx platformuna davet edilmem mutlu ve gururlu hissettirdi. Birçok kişiye sesimi ve adımı duyurabilmek çektiğim tüm sıkıntıların karşılığıydı. Annemin beni sahnede izlemesi ve babamın hayatta olmaması mutluluk ve burukluk gibi bir çok duyguyu beraberinde getirdi. Velhasıl bir şeyi gerçekten yürekten isteyip hayal ettiğiniz zaman onun olmama ihtimali yoktur. Hep buna inandım ve inanmaya devam edeceğim. Ayrıca çıktığım sahnenin büyüklüğü beni çok heyecanlandırmıştı. Ekip muhteşemdi. Güzel anılara vesile oldular. Hepsine teşekkür ediyorum.


Röportör:

Yan flüt ile uğraştığınızı biliyoruz. Dinlemeyi en çok sevdiğiniz bir tarz veya enstrüman var mıdır? Bizlere önermek istediğiniz?


Emine Fidan:

Evet en çok vakit geçirdiğim enstrümanım flütüm ve aslında ilk olarak onunla tanındım diyebilirim. Flüt her ne kadar batı enstrümanı olsa da ben bu enstrümanı halka hitap edecek şekilde kullanmayı seviyorum. Tınısını seven ve güzel yorumlar yapan çok fazla insan var. Ben geleneklikle flütü klasik eserlerde dinlemeyi seviyorum. Tabi bu alanda çokça profesyonel isimler var. Sir James Galway, Emanuel Paud, dinlemekten keyif aldığım isimlerdir. Genellikle ruh halime göre müzik dinlemeyi seviyorum. Yaşamda duygular benim için çok kıymetli. Mutluluk, heyecan, acı, hüzün ve birçoğu… Hepsi çok insani ve yaşanması gereken duygular. Her şarkı bende farklı bir duygu ve hissiyat oluşturuyor. Tarzım çoğunlukla sakin ve slow müziklere yatkın olsa da, çeşitliliği seviyorum. Tabii ne kadar çeşitlilik olursa olsun kaliteli müzik olması benim için önemli onu da belirtmeden geçmeyelim.



Röportör:

Son olarak sizlere şunu sormuş olalım. Ülkemiz müziği, sanatçıları, değerleri, tarihi hakkında bizlere neler söyleyebilirsiniz?


Emine Fidan:

Geçmişten günümüze ülkemiz müziği oldukça zengin ve çeşitlidir.Birçok üstadımız da bu müzikal zenginliğin temsilcileridir. Türk halkının acılarına, sevinçlerine ve yaşam tarzına duyarlılık gösteren sözleri ile kayda değer şarkılar, türküler yazarak akıllara yer etmişlerdir. Türk müzik kültürü, müzikal olarak modernleşmekle birlikte, geleneksel özelliklerini de beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, ülkemizde birçok nitelikli müzisyen ve sanatçı yetişmiştir. Bu gelenek her ne kadar devam ettirilmeye çalışılsa da son yıllarda dijital teknolojinin gelişimi ve sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte, müzik üretme ve dinleme biçimleri önemli ölçüde değişti. Yeni nesil müzik, daha çeşitli türlerde ve daha hızlı bir şekilde üretiliyor ve paylaşılıyor. Ayrıca müzik yapımcıları, sanatçılar ve dinleyiciler arasındaki etkileşim artarak müziğin popülerliği ve başarısı daha çok online platformlarda ölçülür hale geldi. Bende her ne olursa olsun kültürümüzü hiçe saymadan geçmişi ve günümüz müziğini harmanlayarak bu yeni çağa ayak uydurmaya, ilerlemeye çalışıyorum.


Emeğiniz için teşekkür ederim. Sevgiyle ve müzikle kalın.


Bu röportajı gerçekleştirme fırsatı sunduğunuz için teşekkür ederiz.

Sevgiyle kalın.


Comments


bottom of page