FARMAKON X : YARALI TUTSAK HÜMA
- Sude Söğüt
- 19 Mar 2023
- 2 dakikada okunur

I.
Benim sessiz bıraktıklarım bir garip fetva veriyor bugünlerde,
Yalnızca notaları bırakıp gidiyorlar kapıma.
Ellerim bir leğen buluyor da kendine, ritim tutuyor unutulmasın aşklar diye.
Gözlerinin soymaya durduğu, ruhum
Bugünlerde hep çıplak zaten görenim de yok-muş.
Uzuncaaa morveötesi dalgaların dövdüğü sahilde gidip geliyor kumlardan silinip gidecek olan yazmalı umutlar.
Bir kere görmek seni rüyamda tesadüfi sayılır, bir daha görmek seni çok düşündüğümü anlatır.
Şayet üçüncü kez girersen rüyama, ancak öyle inanırım kalbinden geçip gitmediğime hala.
II.
Kaçak değilim şehrinde, girmiş bile sayılmam sokağının ücra köşelerine.
Beni orada arama, ya da başka bir bedenin yanında gülümsediğimin hayalini kurma.
İstemem, aklında ne başka bir kadının çengelini ne de benim üstümü dalgalarla örtüp uzaktan izlemeni.
Üç gece, seni düşündüm durmadan halbuki.
Bir şarkı gün gibi doğmuştu da içime, gözlerin dışında haberi yoktu kimselerin.
Dokun!
Durma ruhuma, dokun dokun ne olur!
Yaralarım biraz, ruhunda kaybolur durur.
Sev Saçlarımı!
Dalgasında yüz dur, yoksa bütün dalgalar sensizlikte düz olur.
III.
Görkemli bir seviş senin ellerin,
Görkemli bir şifa gözlerin.
Ruhumun etinde, onulmaz yaralarımı kanayışından öpüp durduramayan kendini.
Halbuki, kaçırsaydın gözlerini esir kalmayacaktı kalbin.
En sıradan bir vakitte, vakitsizce severken buldun da kendini, bu sarhoşluk bu mayhoşluk neydi dedin.
Olmaz dediğin yerde, gülüşümden öptün beni.
En kırık dalım, tutmaz bir daha dediğin yerde sonbahar demeden filiz verdi de,
Ellerime dokunduğundan başına gelmişti, bütün iyilikler sanki.
Halbuki, başka bir kadının saçlarına dokunsaydın dalgalarım boğacaktı seni,
Yaralı tutsak bir hüma olacaktım sana, sensizlikten şiirler dikecektim yeni
Teninin güttüğü eski topraklara.
Farmakon geceleri olacaktım sana da,
Kin kuşumun kırıklarından saracaktın, beni.
Söyle bana şimdi, seni nasıl terk edip gideceğim?
IV.
Yalan, yalan, yalan...
Bunların hepsi yalan.
Ben gecenin kızıyım, gökyüzünde yaşayan.
Yalan, yalan, yalan...
Bunların hepsi yalan.
Sen gündüzün çocuğu, yeryüzünde yaşayan.
Suçlusu kim bu aramızda geçen zamanın?
Meleklere söyledim, zamanları uzatsın.
Bizi ayıran paralel evrenleri, çöplüğe atsın.
Derin bir düşünce ölçeğini daldırıyorum içime,
Amorti bile çıkmayan biletler var bütün poşetlerin içinde.
Ben böyle böyle yaşarım sanmıştım ama, acının eşiğinden geçerken kaybedilen şeyler varmış.
Olmayan şeyler değil beni dağınık yapanlar.
Yıllar geçse de cesaret edemeyeceğim şeyler var,
Unutamayacağım tarihler, altını çizdiğim halde içimde tekrara duran sözler var.
Gerçekliğini yitirmiş insanların arasında, sen olsan sahici
Kalır mıyım sanıyorsun buralarda?
Ben sevip sevip, unutmayı öğrendim hiç sahici sevmemişlerden.
Gözlerime baktığı halde beni görmemişlerden öğrendim, yalan nasıl söylenir.
Nasıl uyutulur bir ten, nasıl aşka düşer bir kalp; kopkoyu bir yalnızlık içimde sırat gibi kaldığında,
Öğrendim ben, bütün mevsimlerin yalancı bütün aşkların bir şarkı kısalığında olduğunu.
Ruhu balta girmemiş ormandan öğrendim hepsini, bütün şahsiyetlerin kira olduğunu.
Comments