AĞUSTOS GECESİ BİRDEN BİRE BİR YOLCU
- Faruk Sarıkavak
- 5 May
- 1 dakikada okunur

Öylesi bir hissizlik çaldı durdu kapımı
Ne hışırdayan yaprak ne gökte asılı ay
Çöllerdeyim ey yolcu çıkar ayakkabımı
Yaşamaktan soğudum yarından soğudum say
Masum ölümler gördüm hepsi de sıfır solda
Taarruza kaldırdım kurşun asker ordumu
Yalnız öldürülürken bilinmeyen bir yolda
Nereye gidiyorsun diye kimse sordu mu?
Hangi dalga sahile böyle çaresiz vurur?
Taş sektirdiğim zaman canı acır mı suyun?
Neye yarar ey yolcu, beni mahveden gurur?
Enkazda kalmış gibi çığlıklarımı duyun
Duvarlara astığım eski fotoğraflarda
Hatırası kalmamış gülümseyen yüzümün
İsmim hatırlanmıyor artık tozlu raflarda
Şarap derler adına üzülmüş bir üzümün
Hülyalara dalmışken birden uyanıversem
Şöyle bir iz bıraksam bir ağustos gecesi
Yangınlarda kahrolup suya dayanıversem
Fayda etmez bilirim ilmeğin de incesi
Durup beklemektense yanlış yolda yürümek
Ne dersen de ey yolcu, biçarenin işidir
Karanlık saatlerde gözünü kan bürümek
Bilesin ki gecenin ya üçü ya beşidir...
Faruk SARIKAVAK
Comments